İnsan çaresiz kaldığında, mantık genellikle geri planda kalır. Hangi yolu denese olmamış, hangi kapıyı çalsa sonuç alamamışsa, gözünü daha önce hiç düşünmediği bir yöne çevirebilir. Tam da böyle bir anda karşısına biri çıkar: “Senin için gereken işlemi ben yaparım” der. Bu kadar iddialı ve kararlı sözler, başta güven verici olabilir. Ama biraz derine bakıldığında, sahtekar medyum hocaları nasıl anlarız sorusunu sormadan adım atmak pek sağlıklı değildir.
Dikkat edersen bu kişiler seni önce etkiler, sonra ikna eder. Genellikle konuşmalarına “Sende çok yoğun bir enerji görüyorum” gibi mistik cümlelerle başlarlar. Bu, kulağa özel bir tespit gibi gelse de, çoğu kişiye aynen söylenen, ezber bir ifadedir. Öyle bir dil kullanırlar ki, danışan kendini özel sanır ama gerçekte sıradan bir döngünün içine çekiliyordur.
İşin asıl ipucu, konuşma ilerledikçe kendini gösterir. Sorduğun sorulara verdikleri yanıtlar ya çok yüzeysel olur ya da cevaptan çok yeni bir öneri sunarlar. “Bu işlemle ilgili detay veremem çünkü büyü etkilenir” gibi açıklamalar, bilgi vermekten kaçınmak için kullanılan bir taktiktir. Gerçek bir uzman, danışanını karanlıkta bırakmaz.
Sahtekar medyumlar genelde hızlı işlem sözü verir. “Üç günde kesin çözüm”, “hafta bitmeden sonucu görürsün” gibi vaatlerde bulunurlar. Oysa enerji çalışmaları bu kadar net çizgilerle ilerlemez. Bu tür kesin tarihler, beklenti yaratır ama çoğu zaman hayal kırıklığıyla sonuçlanır. Ve işin sonunda suçlanan yine danışanın “enerjisi” olur.
Sahtekar Medyum Hocaları Nasıl Anlarız ve Ne Tür Tuzaklarla Karşılaşabiliriz?
Bazıları seni yalnızca korkutarak yönlendirmeye çalışır. “Bu işlem yapılmazsa ailene de zarar gelir”, “sana yapılmış kötü bir bağ var, hemen çözmezsek seni tüketir” gibi ifadelerle paniğe kapılmanı isterler. Oysa gerçek bir uzmandan destek aldığında, asıl hissettiğin şey rahatlama olur, korku değil.
İletişim kurma şekilleri de çoğunlukla kaçak dövüşmelerle doludur. Sadece yazılı mesajlarla görüşmek isterler, sesli konuşmaktan kaçınırlar. Bazen ödemeyi aldıktan sonra tamamen sessizliğe bürünürler. Birini gerçekten tanımadan, sesini bile duymadan bu kadar hassas bir süreçte ilerlemek ciddi bir risktir.
Çoğu zaman danışan yorumları da dikkatle incelendiğinde bazı detaylar ortaya çıkar. Gerçek kullanıcılar deneyimlerini anlatırken samimi, farklı ve detaylı yorumlar bırakırlar. Sahtekarlar ise genelde kopyala-yapıştır tarzında, kısa, aşırı olumlu ama içi boş yorumlarla profillerini doldurur.
İşlem sürecinde sürekli yeni sorunların çıkması da tanıdık bir senaryodur. “Enerji çok yoğun, başka bir işlem de gerekli”, “ritüel etkilenmiş, tekrar yapılmalı” gibi ifadelerle hem işlem süresi uzar hem de ücret listesi büyür. Bu sonsuz döngü danışanı hem maddi hem de ruhsal anlamda yorar.
Sahtekar Medyum Hocaları Nasıl Anlarız ve Bu Konuda Neden Bilinçli Olmalıyız?
Bir kere kötü bir deneyim yaşandığında, sadece o kişiyle bağın kopmaz. Tüm medyumlara olan güvenin sarsılır. Bu da aslında doğru birinden yardım alma ihtimalini ortadan kaldırır. Hayal kırıklığı, danışanı yalnızlaştırır, daha da içe kapatır.
Kandırıldığını fark eden kişi genellikle yaşadıklarını anlatmak istemez. “Nasıl inandım?” sorusuyla kendini yargılar, utanır ve susar. Ama aslında suçlu olan, umutla yola çıkan kişi değil; bu umudu suistimal eden kişidir. İşte bu ayrımı yapabilmek çok kıymetlidir.
Gerçek medyumlar kendilerini saklamaz. Yüz yüze görüşmekten, açıklama yapmaktan, sorulara yanıt vermekten çekinmezler. Samimiyetleri, süreç boyunca tutarlılıkları ve ulaşılabilir olmaları en önemli işaretlerdir. Onlarla kurulan bağ, korku değil güven üzerine kurulur.
Bir şey kulağa fazla güzel geliyorsa, şüphelenmek gerekir. Çok kısa sürede kesin sonuç vaat eden, detay vermeyen, sürekli acele ettiren ve ödeme konusunda sürekli yeni taleplerde bulunan kişilerle mesafeni korumak sağlığın için en doğru karardır.